Kronik Akciğer Hastalığı Nedir? Erken doğan her çocukta olur mu?
Erken doğan bebekler başta akciğer sorunları olmak üzere birçok farklı sağlık sorunu ile karşı karşıya kalırlar. Bebek ne kadar erken doğdu ise bu sorunların sıklığı ve şiddeti o kadar fazladır.
Yenidoğanın Kronik Akciğer Hastalığı (Bronkopulmoner displazi) doğumdan sonra bebeğin oksijen ihtiyacının son adet tarihine göre 36. haftadan sonra devam etmesi olarak tanımlanmaktadır. Kronik akciğer hastalığı gelişme sıklığı <1000 gr doğan bebeklerde % 30, 501- 750 gr doğan bebeklerde ise %52 dolaylarındadır.
Bebeklerin erken doğması en çok akciğerleri etkilemekle birlikte bu çocuklarda çoğu kez kalp, beslenme, ve nörolojik gelişim ile ilgili sorunlarda otaya çıkar ve bu sorunlar birbirini de etkiler.
Hastalığın değişik şiddet dereceleri var mıdır?
Hafif Akciğer Hastalığı : Bebeğin hastanede yattığı dönemde (doğumdan sonra 36. haftaya kadar) oksijen ihtiyacının devam etmesine rağmen çıkışta oda havasında oksijeni normal olan ve eve giderken oksijen ya da solunum desteği ihtiyacı olmayan bebekler
Orta Akciğer Hastalığı: Oda havasında bebeğin Oksijeni düşüktür , oksijeni normal değerlerde tutabilmek için az miktarda oksijen desteğine ihtiyaç gösterir ( % 30’dan az). Bazı bebekler evde oksijeni devamlı kullanırken bazıları ise sadece geceleri ya da beslenme sırasında kullanır
Ağır BPD: Oda havasında oksijen değerlerini normal olabilmesi için % 30’dan daha fazla oksijene ya da bazı cihazlar ile solunum desteği ihtiyacı olan bebeklerdir
Bebek eve giderken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Kronik akciğer hastalığı olan bir bebek eve gönderilmeden önce değerlendirilmesi gereken önemli noktalar şunlardır
- Bebeğin uyku sırasında, dinlenme esnasında, beslenme sırasında oksijen ihtiyacı olup olmadığı belirlenmelidir. Bazı bebeklerin eve oksijen ile gitmeleri gerekir.Bazı bbeklerin her zaman bazılarının ise sadece uyku ya da beslenme sırasında oksijjen desteğine ihtiyacı vardır
- Eğer bebeğin solunumunda zaman zaman durmalar (Apne) var ise eve gitmeden önce bunun mutlaka kontrol altına alınması gerekir. Bu durumda kullanılan bazı ilaö tedavilerine ek olarak çok riskli durumlarda evde izlem için monitörlerin sağlanması uygun olacaktır
- Hastanın yeterli kilo almaya başlamış olması önemlidir
- Ağızdan yeterince beslenemeyen hastalarda burundan ya da mideden beslenebilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekebilir.
- Eve gönderilmesi planlanan hastalarda ailenin evde hastaya verebileceği bakımın değerlendirilmesi de önemlidir. Aile yapısı, ailenin bebeğin bakımı ve tedavinin sağlanmasına yönelik performansı, sağlık sigortası, ailenin yaşadığı bölgenin sağlık kuruluşuna ve hastaneye olan yakınlığı gibi bir çok faktör bebek eve gönderilmeden önce dikkatle değerlendirilmelidir.
- Çocuğun bakımı ile ilgilenecek olan kişilere çocuğun bakımı, beslenmesi, kullanmakta olduğu ilaçlar, enfeksiyon kontrol önlemleri, bebeğin rengi, solunum şekli, ısı, nabız, solunum sayısı gibi bulguların takibi için gerekli eğitim verilmelidir.
- Ailenin acil durumlarda yapılması gerekenler ile ilgili bilgilendirilmesi ve yeniden canlandırma eğitimi alması gerekmektedir.
Tekrar hastaneye yatmaları gerekir mi?
Erken doğan ve kronik akciğer hastalığı olan bebekler tüm bu önlemler rağmen özellikle hayatın ilk iki yılında sıklıkla zatüre, bronşiolit gibi solunum sistemi hastalıkları nedeni ile tekrar hastane yatışına ihtiyaç duyarlar. Tekrar hastaneye yatış ihtiyacı evde oksijen kullanan ve ağır akciğer hastalığı olan bebeklerde daha fazladır
Solunum yolu enfeksiyonlarından nasıl koruyalım?
RSV virüsü bu bebeklerde hastane yatışlarının önemli bir sebebidir ve gerekli durumlarda RSV enfeksiyonundan korunmak için çocuklara kış boyunca aylık olarak yapılan bazı ilaçların (Palivizumab) kullanımı önerilmektedir
RSV dışında ,Adenovirus, İnfluenza AB gibi ( grip etkenleri) de bu çocuklarda solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabilir.
Bu bebeklerde mevsimsel grip (İnfluenza) salgınları hayatı tehdit edecek kadar ciddi durumlara yol açabilir.
Bu neden ile bebek 6 aydan büyük ise grip aşısının yapılması, 6 aydan küçük ise de evde bebek ile teması olan kişilerin grip aşısı yaptırmaları önerilmektedir
Tekrarlayan hırıltı atakları olur mu?
Erken doğan çocuklarda özellikle hayatın ilk iki yılında acil servise başvuruya neden olan hırıltı ataklarına sıklıkla rastlanır. Bu bebekler acil servise öksürük hırıltı nefes darlığı şikayetleri ile başvurduklarında astımlı hastalara benzer şekilde nefes yolundan verilen ilaçlar ile tedavi edilirler.
Reflü olur mu? Beslenmede dikkat etmemiz gerekenler nelerdir?
BPD li bebeklerde değişik çalışmalarda % 18.4 ile % 63 arasında reflü ( besinlerin ve mide içeriğinin mideden yemek borusuna geri kaçışı) sıklığı bildirilmiştir. Bu bebeklerde reflü zaten var olan solunum şikayetlerini arttırabilir
Erken doğan ve kronik akciğer hastalığı olan bebeklerde emme yetersiz olabilir ve emme/yutma arasında koordinasyon bozukluğu bulunabilir. Bu durumun erken dönemde tanınması ve tedavisinin planlanması hem beslenme ve büyümenin devamı hem de akciğer sorunlarının önlenmesi açısından önemlidir.
Reflüyü önlemek için aileye basit bazı öneriler verilir
- Yatış pozisyonu önemlidir ,bebeğin başı ile gövdesi arasında 45 derece açı olması gerekir.
- Bebeğin az az ve sık olarak beslenmesi uygun olacaktır,
- Gerkli durumlarda Reflü için bazı ilaç tedavileri önerilebilir
- Alınan her türlü önleme ve yoğun ilaç tedavisine rağmen şiddetli reflü bulguları devam eden, ve solunum bulguları belirgin olan az sayıda hastada reflü cerrahi olarak tedavi edilebilir.
Kalp sorunları olur mu?
Büyüme gelişmesi yavaş olan ve uzamış oksijen ihtiyacı olan bebekler mutlaka kardiyolojik açıdan değerlendirilmelidir.
Sonuç olarak erken doğan ve kronik akciğer hastalığı olan (doğumdan sonra bebeğin oksijen ihtiyacının son adet tarihine göre 36. haftadan sonra devam etmesi) bebekler özellikle hayatın ilk yıllarında bronşit,zatüre, hırıltı atakları vb gibi hastalıklar ile acile başvurabilir. Hastanın değerlendirilmesi sebebin bulunması ve en kısa sürede gerekli tedavilerin planlanması önemlidir.